dilinin ucunda fenomeni ne demek?

Dilinin ucunda fenomeni (İngilizce: tip-of-the-tongue phenomenon (TOT), ya da bazen presque vu denilir) bilinen bir kelimenin bellekten geri çağırmadaki hata nedeniyle hatırlanamaması, bellekten kısmi geri çağırma ile birlikte her an hatırlanabileceği hissine kapılmaktır.1 Fenomenin ismi bu gibi durumlarda sıklıkla söylenen "Dilimin ucunda." sözünden gelmektedir.234 Hemen hemen evrensel bir durum olarak çok iyi bilinen bir kelimenin ya da ismin hatırlanmasında zorluk şeklinde bir bellek çağırma durumu olarak ifade edilir. Dilinin ucunda fenomeni sözcüksel erişimin aşama aşama gerçekleştiğini ortaya koymaktadır.56

Bu fenomeni yaşayan insanlar sıklıkla hedef kelimenin bir veya birkaç özelliğini hatırlayabilirler. Örneğin ilk harf, benzer kelimeler ve vurgular ya da kelimenin anlamı anımsanabilir.7 Dilinin ucunda olayı esnasında, bellekteki kelimeyi ararken, bireyler belirli bir ana kapılma, hafif bir zihni keder ve sözcük bulunduğunda ise bir rahatlama hissi duyduklarını belirtirler. Dilin ucunda fenomeninin pek çok yönleri hala belirsizliğini korurken, bu olayın gerçekleşme sebebini belirten rakip iki temel açıklama bulunmaktadır, doğrudan-erişim kanısı ve çıkarımsal kanı. Doğrudan-erişim kanısı, hafızanın herhangi bir öğeyi bellekten getirecek kadar güçlü olmadığı ancak bu durumu tetikleyecek seviyede yeterli olduğu durumlarda meydana geldiğini öne sürmektedir. Çıkarımsal kanı ise, dilinin ucunda fenomenlerinin tamamen erişilemez ancak aktive edilmiş hedeflere dayalı olmadığını bundan ziyade, hatırlamaya çalışan kişinin sözcük hakkında farklı ipuçlarını bir araya getirmeye çalışması durumlarında meydana geldiğini iddia etmektedir. Duygunun tetiklediği geri alma olayları, duygusal olarak tarafsız olan geri alımlardan genellikle daha fazla TOT deneyimlerine neden olmaktadır. Örneğin, basit bir şekilde sadece bir ülkenin başkentini sormak yerine, ünlü bir kişinin nerede suikasta uğradığını sormak. Duygusal TOT deneyimleri, duygusal olmayan TOT deneyimleriyle kıyaslandığında aynı zamanda daha uzun geri alım süresine sahiptirler. Bunun sebebi bilinmemektedir ancak tahminler arasında duygusal olmayan TOT deneyiminden ziyade duygusal TOT deneyimi yaşarken kullanılan farklı bir geri alım stratejisinin kullanılması, geri alım süresindeki akıcılık ve hafıza gücü bulunmaktadır.

TOT fenomenleri, FOK (bilme hissi) olaylarından ayrılmalıdır. FOK, belirli bir öğe listesinden mevcut durumda erişilemeyen bir öğenin ayırt edilebileceği, tanınabileceği hissidir. Bu kavramların altında yatan ayrılabilirlik süreci hakkında muhalif makaleler mevcuttur. Ancak, TOT ve FOK fenomenlerinin beynin farklı bölgelerinde meydana geldiğine dair bazı kanıtlar bulunmaktadır. TOT fenomenleri daha çok ön taraftaki singulat (anterior singülat), sağ dorsolateral (sırt yanı) alın korteksi ve sağ inferior korteks ile ilişkilendirilirken, FOK fenomenleri ilişkilendirilmemektedir.

Dilin ucunda fenomeninin gerçekleşmesi, bütün yaşlardaki normal bireyler için doğal bir durumdur. İnsanlar yaşlandıkça, TOT fenomeni daha sık gerçekleşir. TOT, öğrenim ve günlük yaşam ile yeterince çatışıldığında meydana gelen tıbbi bir durumdur. Bu hastalığın, genellikle kafa yaralanması, felç ya da demans gibi beyne verilen hasar sonucu meydana gelmesine ise anomik afazi denilmektedir.

Dilin ucunda fenomenleri, ruhdilbilim, hafıza ve üstbiliş alanlarında yapılacak araştırmalar için öneriler sunmaktadır.

Tarihçe

“Dilinin ucunda” terimi günlük konuşma dilinden alınmıştır ve muhtemelen Fransızca bir ifade olan avoir le mot sur le bout de la langue (kelimenin dilinin ucunda olması) dan alıntıdır.8 Her ne kadar kendisi bu şekilde tanımlamasa da, Dilinin ucunda fenomeni ilk olarak William James tarafından (1890) kaleme alınan Psikolojinin İlkeleri (The Principles of Psychology) adlı metinde psikolojik bir fenomen olarak tanımlanmıştır.9

Aynı zamanda Sigmund Freud da bilinen kelimeleri unutmaya sebep olabilecek, bilinçaltındaki düşünceler ve dürtüler gibi bilinçaltıyla ilgili psikolojik faktörleri ele almıştır.10

Araştırmalar

İBu fenomen ile ilgili ilk deneysel araştırma Harvard araştırmacıları Roger Brown ve David McNeill tarafından gerçekleştirilmiş ve 1966 yılında Journal of Verbal Learning and Verbal Behaviour’da yayımlanmıştır.11 Brown ve Mcneill, dilinin ucunda evresinde yaşanan yakın geri kazanım hissinin gerçekten geri çağırım yeteneği ile mi temellendirildiğini yoksa sadece bir yanılsama mı olduğunu belirlemek istemişlerdir.12

Brown ve McNeill çalışmalarında, katılımcılara nadir kelimelerin tanımlarını sesli bir şekilde okumuş ve onlardan tanımlanan nesneyi adlandırmalarını istemiş, daha sonra hedef kelime deneyi yapan kişi tarafından okunmuştur. Katılımcılar dilinin ucunda evresini yaşayıp yaşamadıklarını rapor etmeleri konusunda bilgilendirilmişlerdir.

Brown ve Mcneill tarafından 3 tip pozitif dilinin ucunda evresi belirlenmiştir:

1.     Katılımcı, deneyi yapan kişinin okuduğu kelimeyi, kendisinin aramakta olduğu kelime olarak belirtmiştir.

2.     Katılımcı kelimeyi, deneyi yapan kişi okumadan doğru bir şekilde hatırlamıştır.

3.     Katılımcı, aranan kelimeyi hedef kelime deneyi yapan kişi tarafından okunmadan önce hatırlatmıştır, ancak hatırlanan kelime istenilen hedef değildir.

Eğer bir katılımcı dilinin ucunda evresini belirttiyse, hatırlayabildiği hedef kelime hakkında herhangi bir bilgi vermesi istenir. Brown ve McNeill katılımcıların şans eseri, beklenenden daha iyi bir şekilde hedef kelimenin ilk harfini, hedef kelimedeki hecelerin sayısını, benzer sesteki, anlamdaki ve hecesel kalıptaki kelimeleri ve hedef kelimedeki bazı harflerin dizimsel konumunu belirleyebildikleri sonucuna varmışlardır. Brown ve McNeill’ın araştırma sonuçları, yaşanan dilinin ucunda evresini bilme hissinin geçerliğini ortaya koymuştur.

Bu çalışma, dilinin ucunda fenomeni ile ilgili daha sonraki araştırmaların temelini oluşturmuştur.

Günümüzde dilinin ucu fenomeninin nörolojik mekanizmaları hakkında sınırlı sayıda da olsa bazı çalışmalar yapılmaktadır. Bu alandaki çalışmalarda manyetoensefalografi (MEG)13 ve olay-ilişkili fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) teknikleri kullanılmaktadır.1415

Yapılan araştırmalarda dilinin ucunda fenomeni durumunda beynin çeşitli alanlarında aktivasyon artışı tespit edilmiştir. Aşağıda aktivasyon artışı gösteren beyin bölgeleri gösterilmiştir;

Evrensellik

Dilinin ucunda deneyimleri insanlarda cinsiyet gözetilmeksizin gerçekleşir. Bu fenomenin genç yetişkinlikte, orta yaşta ve ileri yetişkinlikte gerçekleştiği bilinmektedir. Çocukluktaki dilinin ucunda deneyimleri ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Eğitim seviyesi, dilinin ucunda deneyiminde bir etken olarak düşünülmemektedir. Tek dil konuşucuları, iki dil konuşucuları ve çok dil konuşucularının hepsi değişen sıklıklarda olsa da, dilinin ucunda evresini yaşamışlardır. İngilizce dışındaki pek çok diğer dil, dilinin ucunda fenomenin kültürler arası bir deneyim olduğunu gösteren, günlük konuşma dilinde bu fenomene eşdeğer terimlere sahiptir.

B. L. Schwartz’n gerçekleştirdiği bir çalışmada (1999), araştırılan 51 dilden 45’inde, dilinin ucunda fenomeni dil, ağız veya boğaz ile bağlantılı mecaz anlamlara sahip bir deyimdir. Bu deyimlerin doğrudan İngilizce çevirileri "on the tongue", "on the tip/point/head of the tongue", "on the top of the tongue", "on the front of the tongue", "sparkling at the end of the tongue", and "in the mouth and throat" şeklindedir. Özellikle, çalışma yapılmış dillerden, dilinin ucunda fenomeni için eşdeğer deyimi olmayanlar Amerikan İşaret Dili, Habeşistan Dili, İzlandaca, Endonezce, Kalenjin Dili ve Kiswahili Dili’dir. Ancak, parmağımın ucunda deneyimleri işaret dilini kullananlar tarafından bildirilmiştir.

Kaynakça

Orijinal kaynak: dilinin ucunda fenomeni. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. James, W. (1890). Principles of Psychology. Retrieved from http://psychclassics.yorku.ca/James/Principles/

  2. Freud, S. (1965). The Psychopathology of Everyday Life. New York: Norton.

  3. Baddeley, A, Eysenck, M., & Anderson, M. (2009). Memory. New York: Psychology Pres Inc.

  4. Lindin, M., Diaz, F., Capilla, A., Ortiz, T. & Maestu, F. (2010). On the characterization of the spatio-temporal profiles of brain activity associated with face naming and the tip-of-the-tongue state: A magnetoencephalographic (MEG) study. Neuropsychologia, 48, 1757-1766.

  5. Kikyo, H., Ohki, K. & Sekihara, K. (2001). Temporal characterization of memory retrieval processes: an fMRI study of the `tip of the tongue' phenomenon. European Journal of Neuroscience, 14, 887-892.

Kategoriler